Gregor Mendel Kimdir?
Gregor Johann Mendel. Namıdiğer kalıtım biliminin babası. Bezelye ve arılar üzerinde yaptığı çalışmalarla genetik biliminin temelini oluşturan, genetik bilimi adına yaptığı çalışmaların değeri, öldükten çok sonraları anlaşılan genetik biliminin öncüsü, Mendel Kanunlarının mucidi, doğa bilimcisi, meteorolog ve din adamı. Bilime yön verenler bölümümüzde bu kez Gregor Mendel ‘in hayatına ve genetik bilimine olan katkısına kısaca yer vermeye çalıştık.
Gregor Mendel ‘in Hayatı ve Genetik Bilimine Katkısı
Gregor Mendel, 1822 yılında o zamanki adı ile Çekoslovakya’nın, başlıca geçim kaynağı tarım ve meyve yetiştiriciliği olan Silezya’nın Heinzendorf köyünde doğmuştur.
Gregor Mendel ‘in babasının bitkilere, özellikle meyve ağaçlarına içten bir bağlılığı vardı. Onları evladı gibi görüyor ve bakmaktan zevk alıyordu. Etrafındaki herkes bitkilerle bir şekilde uğraşıyordu. Gregor Johann Mendel böyle bir ortamda yetişmişti. Babası ile bahçede bulunmaktan ve ona yardım etmekten hoşlanıyordu.
Gregor Mendel ‘in Eğitim Hayatı
Bölgedeki tarımın çok gelişmesi ve tarımla uğraşılıyor olması, bölgedeki eğitim müfredatını da etkilemişti. Daha ilkokulda öğrencilere tabiat bilgileri, meyvecilik, bahçecilik, aşılama ve ıslah alanlarında geniş bilgiler veriliyordu.
Mendel ‘i yaşadığı bu çevre ve küçük yaşlarda aldığı bu eğitimler, gelecekte genetik biliminin temelini oluşturacak Mendel Kalıtım Yasaları ‘nın da temelinin atılmasına çok fazla katkıda bulundu. Çünkü erken yaşlardaki bu çevre etkileri Mendel ‘de derin izler bırakmıştı. Bu sebepten Gregor Mendel hayatı boyunca yaşayan varlıklara hep ilgi duymuş, bu varlıklara kimsenin bakmadığı bir yönden bakabilmiştir.
Gregor Mendel ilk ve orta öğrenimini bölgesindeki okullarda tamamladı. Fakat orta öğrenimin sonlarına doğru babasını kaybetmesinden dolayı hem okul masraflarını karşılamak hem de ailesinin geçimini sağlamak Mendel ’e düşmüştü. Bu durum normalden çok çalışmayı gerektiriyordu.
Gregor Mendel Din Adamı Oluyor
Ağır çalışma şartları onun sağlığını bozmuştu. Hatta bu hastalığın etkileri ileriki yıllarda onu daha da etkileyecek boyutlara gelecekti. Hastalığı geçirdikten sonra Mendel, iki yıllık felsefe öğrenimini tamamladı.
Hayatını devam ettirebilmek için, kendisine çok zarar vermeyecek ama kendisini tatmin edecek bir iş bulması gerekiyordu. Öğretmeni Prof. Frauz ‘un yardımıyla Avusturya’nın (Bugünkü Çek Cumhuriyeti sınırlarında yer alan) Brno şehri yakınında St. Thomas Manastırına girdi. 21 yaşındayken rahip adayı olarak girdiği manastırda, geleneğe uygun olarak kendine yeni bir isim seçmişti; Gregor. 25 yaşına geldiğinde ise artık o bir papazdı.
Gregor Mendel ‘in Doğa Bilimlerine İlgisi Artıyor
Mendel ’in Brno şehri yakınlarındaki St.Thomas Manastırını seçmiş olması tesadüf değildi. Doğa bilimlerine merakı olan Mendel’in bu seçiminin nedeni, bu manastırın botanik müzesi, bahçe bitkileri ve geniş kütüphaneleri ile ünlü olmasıydı.
O zamanlar dini kurumlarda çalışan din adamlarından, esas görevlerinden ayrı olarak, sanat ve bilim alanlarından birinde yaratıcı çalışmaları yürütmeleri beklenirdi. Bu sebepten Gregor Mendel zamanının çoğunu doğa bilimlerine ayırırdı.
Mendel burada tarım bilim derslerine katılıyordu. Verimi arttırmak için bitkilerin daha fazla ürün veren cinsleriyle yapay olarak nasıl döllenebileceğini bu derslerde öğrenmişti.
İlginizi Çekebilir: Yumurta Hücresi Spermini Kendi Seçiyormuş!
Gregor Mendel Viyana Üniversitesi ‘ne Gidiyor
Mendel öğretmen olarak köy okulunda görev yapmaya başladı. Bu okulda Matematik, Latince ve Yunanca dersleri veriyordu. Ancak öğretmenliğinin kalıcı olması için geçmesi gereken sınavlarda başarılı olamadı.
Bunun üzerine manastırın baş rahibi onu doğa tarihi öğrenimi görmesi için 1851’de Viyana Üniversitesine gönderdi. Dört yılını geçirdiği bu üniversite; şu anki genetik biliminin temelini oluşturacak olan çalışmalarına yönelik bilgiler edinmesini sağladı.
Gregor Mendel’in Genetik Çalışmaları
Gregor Mendel’in Bezelyeleri
Üniversite eğitimi tamamlayan Gregor Johann Mendel manastırın deney bahçesinde çalışmalarına başladı.
Çabuk üremeleri ile bildiğimiz tavşanlar üzerinde çalışmalarına başlayan Mendel daha sonra kilisenin bunu etik görmemesinden dolayı deneylerinin baş rolü için bezelyeleri seçmişti.
1856-1863 yıllarında yetiştirdiği bezelyeler ile bitkiler üzerinde denemeler yapmaya başladı. Bu denemelerde hangi özelliklerin diğer kuşaklara nasıl geçtiğini araştırıyordu.
Mendel Neden Pisum Cinsi Bezelye Kullandı?
Pisum cinsi bezelyeleri seçmesinin nedenlerinden biri, rahatlıkla ayırt edilen kısır olmayan melezlerin elde edilebiliyor olmasıdır. Bu özelliği Mendel ‘e bezelye biçimlerinin (sarı, yeşil, buruşuk, düz vs.) gözle görünür özelliklerine göre soy çalışmalarını yürütebilmesini sağlamıştır.
Bir diğer nedeni ise çapraz döllenmenin bu bezelye türünde kolaylıkla yapılabiliyor olmasındandır. Böylece Mendel kuşaklara aktarılacak özelliklerin neler olduğunu anlamak için çapraz olarak dölleme çalışmaları yapmış, bu çalışmalarında istatistik bilimi de kullanarak kendini bu yönde de geliştirmiştir.
İstatistik biliminde kendini bu denli geliştirmesi ileride kendisini diğerlerinden ayıracak, ünlü bir meteorolog (meteoroji uzmanı) olmasını sağlayacaktır.
Gregor Mendel ve Arılar
Mendel’in araştırma konuları arasında arılar da bulunmaktaydı. Aslında çalışmanın temel amacı arı ırklarının çaprazlanarak bal veriminin artırılmasını sağlamaktı.
Mendel; Kıbrıs, Mısır ve Güney Amerika arılarını çaprazlayarak hem bal verimini artırmayı hedefliyordu hem de bezelyelerle yaptığı çalışmaların sonuçlarını doğrulamak istiyordu.
Gregor Mendel’in Ölümü
Mendel son yıllarını Viyana’daki yeni hükümetle arasında sürüp giden anlaşmazlık yüzünden biraz sıkıntılı geçirmişti. 1883 yılında çektiği böbrek rahatsızlığı şiddetlenmişti.
Gregor Mendel 1884 yılının Ocak ayında öldüğünde, genetik biliminin temelini oluşturan çalışmaları bilim dünyasının ilgisini çekememişti. Yaptığı çalışmaların değeri ancak öldükten 30 yıl sonra anlaşılmıştı.
Mendel uzun uğraşlar ve zaman harcayarak yaptığı bu çalışmaların geleceğin genetik biliminin temelini oluşturacağını çok iyi biliyordu ve ölmeden önce tarihe geçecek şu sözleri söyledi.
“Benim bilimsel çalışmalarım bana büyük doyum sağladı ve eminim çok geçmeden bu çalışmalarımın sonuçları tüm dünyada kabul görecek”
Gregor Mendel Yasaları
Ayrılma Prensibi/Yasası (The Law of Segregation)
Kalıtım yoluyla aktarılan her özellik bir öğe (gen tanımı Mendel’den sonra yapıldığı için) yani bir gen tarafından belirlenir. Belli bir özellikle ilgili genler, alel adı verilen değişlik biçimlerde var olabilir. Örneğin, saç rengiyle ilgili genin bir aleli kişinin sarı saçlı olmasına yol açarken, başka bir aleli siyah saçlı olmasına sebep olur.
Anne babadan gelirken kimin alleli baskınsa, çocukta o özellik oluşur.
Ayrılma Prensibi İle İlgili Dört Kavram
- Bir gen, birden fazla formda veya alelde bulunabilir.
- Organizmalar her özellik için iki aleli devralır.
- Cinsiyet hücreleri üretildiğinde (mayoz bölünme ile), alel çiftleri her hücre için ayrı ayrı bir allel bırakarak ayrılır.
- Bir çiftin iki aleli farklı olduğunda biri baskındır diğeri çekiniktir.
Bağımsız Ayrışım Yasası (Kalıtım Yasası) (The Law of Independent Assortment)
Bağımsız Ayrışım Yasasına göre farklı özelliklere ait farklı genlerin birbirinden bağımsız olarak alt kuşaklara aktarılmasıdır. Örnek verecek olursak; göz rengini belirleyen genler ile saç rengini belirleyen genlerin birbirinden bağımsız olarak alt kuşaklara aktarılmasıdır.
Günümüzde bu yasa ile ilgili bazı istisnai durumların olabileceği belirlenmiştir. Gen aktarımı sırasında, birbirlerine yakın olan genlerin hep birlikte aktarılma ihtimalinin daha yüksek olduğu anlaşılmıştır.
Baskınlık Yasası (The Law of Dominance)
Baskın bir özellik, görünüşü daima yavrularda görülecek bir özelliktir. Başka bir deyişle, baskınlık iki alel arasındaki ilişkiyi tanımlar.
Bir birey, iki ebeveyninin her birinden iki farklı alel miras alırsa ve yavrularda sadece bir alel fenotipi görülebilirse, o alel baskın (dominant) olduğu söylenir.
Çekinik bir özelliği ortaya çıkması için bireyin iki çekinik alel alması gerekir.
İlginizi Çekebilir: Isaac Aimov’un 3 Robot Yasasını öğrenmek ister misiniz?
Bilim Bir Tutkudur
Bilim yön veren insanların hayatlarını incelediğimizde; zaman, mekan fark etmeksizin bilimle ilgilendiklerini görürüz. Bir patent ofisinde fizikle uğraşan Albert Einstein gibi manastırda doğa bilimleri ile uğraşan Gregor Mendel karşımıza çıkar.
Bu örnek hayatlar da bize gösteriyor ki; bilimle uğraşmak bir tutkudur, bir gizemi çözme heyecanının ta kendisidir. Gregor Mendel bir din adamı iken genetik biliminin temellerini atması, Albert Einstein ‘ın patent ofisinde bir memur iken İzafiyet teorisi ile bilinen fizik kurallarının alt üst etmesi bizler için güzel örnekler değiller mi?
Hayatınızın bir bölümünde bazı konularda başarısız olabilirsiniz ama doğru alana yönlendirildiğinde hayatınızda sizden hiç beklenmeyen başarılara sahip olursunuz. Ve bu sizi tanıyanlar dışında herkes için bir sürpriz olur.
Kaynaklar:
- https://education.seattlepi.com/explanation-mendels-three-laws-through-discussion-meiosis-3838.html
- Edelson E., “Gregor Mendel – Genetiğin Temelleri”, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, 2002
- http://www.dnaftb.org/1/bio.html
- https://www.britannica.com/biography/Gregor-Mendel
- Bilim ve Teknik Dergisi Ocak 1968 Sayısı
Gregor Mendel ‘in hayatını hep merak etmiş, araştırmışımdır. Verdiğiniz güzel bilgiler için teşekkür ederim.
Genetik bilimine merakı olan herkesin örnek alması gereken bir hayat Gregor Mendel’in hayatı. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim.